HAİN SİNEKLER ATATÜRK'ÜN ÇİZMESİNİN ÇAMURUNA BİLE KONAMAZLAR
TÜRK MİLLETİNİN DÜŞMANLARININ BESLEMESİ OLAN SİNEKLER, ATATÜRK'ÜN ÇİZMESİNİN ÇAMURUNA BİLE KONAMAZLAR..........!!!
Emperyalist AB ile, sözde müzakere kararı imzalandığı tarihlerde ve Türkiye AB'nin toplantılarına katılmaya başladığında, başta Yunanistan olmak üzere, Ermenilerin etkin olduğu, Almanya, Belçika, Hollanda ve Avusturya da parlamentolara medya yoluyla baskı yapılmaya başlanmıştır. Bunun sonucunda Avrupalı kaygılanmakta ve Türkiye ile olumlu ilişkilerden kaygı duymaktaydı.Korkuya kapılan ve kaygılanan Avrupalı yurttaşları rahatlatmak amacıyla yayınlanan, AB'nin genişlemeden sorumlu daireden W.E. Schmidt isimli bir görevlinin EU-Report Portal isimli Avrupa Birliği sitesindeki yazısında aynen şöyle denilmekteydi…
"......Biz Avrupalılar olarak Avrupa'nın menfaatlerini korumayı çok iyi biliriz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Biz kesinlikle Türkiye ye üyelik garantisi vermedik. Belki Türkler hiçbir zaman bu birliğe üye olamayacaklar. Ama biz onlardan istediğimiz her türlü tavizi koparacağız ve istediğimiz her şartı onlara kabul ettirerek Türkiye Coğrafyası üzerinde mutlak egemenlik kuracağız. Bunu yaparken tabi ki de Türkiye'nin etnik yapısını gözeteceğiz. 36 etnik guruba ve Hıristiyanlığın kutsal kiliselerinin temsilcilerine özerklik tanıyacağız. Bu Ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin paylaşımına olanak sağlayacak yasaları onlara güle oynaya kabul ettireceğiz.Bu Ülkede bir kadersizlik sonucu Türkler, diğer halklar üzerinde tahakküm kurarak onları asimile etmeye çalışmışlar ve Anadolu Eyaletinin topraklarına Türkiye adını vermişlerdir. Bizim projemiz bu toprakların Roma döneminde olduğu gibi eyaletlere bölünmesi ve Hıristiyanlık dininin bu topraklarda geçmişte olduğu gibi tekrar canlandırılmasıdır. Bunu yaparken zorla kabul ettirilen Türkiye isminin ve onun Diktatör Lideri Mustafa Kemal ATATÜRK'ün derhal tasfiye edilmesi zorunluluğu vardır. Bu nedenle yapılacak tüm görüşmelerde bu konular öncelikle güle oynaya karşımıza gelen Türkiye yöneticilerine dikte ettirilecek, Türk adının ne şekilde kullanılması ve kimler için kullanılması gerektiği ile Anayasa, Kurumların iç tüzükleri, Atatürk İlkeleri, ders kitaplarında Kemalizm, Türk Milliyetçiliği, baskın ideolojisinin tamamen çıkartılması yönünde önerilerde bulunulacaktır. Bu yönde Akademislerden ve sivil toplum örgütleri ülke içinde bizim savunmamızı yapacaktır. Bunu yaparken Türkiyenin Avrupa ile birleşip entegre olmasının yolunun ideolojiden arındırılmış bir liberal düşünceye gelmesi ve bunun Avrupa ideolojisi olduğuna inandırılacaktırr. Bu yönde Devlet Kurumları, Resmi Daireler, okullar, caddeler, sokakalar ve meydanlardaki Atatürk resim ve heykellerinin kaldırılarak bunun yerine Türkiye tarihi içerisindeki ünlü şair, yazar ve düşünürlerin resim ve heykellerinin konulması tavsiye edilecektir. Milliyetçi, Kemalist sistem ve Atatürk ün gölgesinin Türkiye üzerinden kalkmadığı sürece AB'ye üyeliğin mümkün olmadığı iyi bir şekilde ifade edilecektir. Renksizliğin çağdaşlık olduğu ülke içindeki aydınlar ve sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla desteklenecektir. Böylece Türkiye de yaşayan 36 etnik gurubun ancak liberal düşünceyle Avrupa ya entegrasyonu sağlanacak ve zoraki Türk hakimiyeti her bir bölgede kısıtlı olarak kalacak ve Anadolu halklarının özgürlüğü sağlanacaktır. Bu proje 2023 yılında yani Milliyetçi Kemalistlerin Cumhuriyetinin 100. yılını kutlamalarından önce gerçekleşecektir. Bu Avrupa normlarındaki federasyon ve bölgeselleşme sonucu yine de Türkiye hemen AB'ye üye yapılmayacaktır. Önce federal bölgeler arasındaki ilişkiler ve 36 etnik unsurdan biri olan Türklerin bu duruma ve diğer eyaletlere karşı olan tutumu tam netleşene kadar bekletilecektir. Gözlem ve analiz sonucu bütün Türkiye hemen AB'ye dahil edilmeyecek öncelikli federal bölgeler münferit olarak AB'ye üye yapılacaktır. Önce Trakya bölgesi Doğu Yunanistan bölümüyle birlikte Trakya adıyla entegre edilecek daha sonra 3 dinin kutsal merkezi olarak Konstantinopel/İstanbul Özerk Bölgesi AB'ye katılacaktır. Daha sonra Türkiye içindeki Kürdistan eyaleti Irak daki Güney Kürdistan ile birleşecek ve ikincil olarak petrol ve su kaynaklarının bulunduğu bu bölge AB'ye katılacaktır. Bir sonraki aşama ise Rize, Trabzon'da limanları bulunan Karadeniz'e bağlanmış, güneyde Van havzasını içine alan bir Ermeni federal eyaleti Ermenistanla birleştirilerek büyük Ermenistan şeklinde kurulup AB'ye üye yapılmasıdır. Daha sonra diğer eyaletler AB'ye alınacaklar, Orta Anadolu daki küçük Türk federal bölgesi ise yine hemen üye yapılmayacak, Türklerin ekonomik ve sosyal entegrasyona uyum çabaları gözlenecektir. Sizler, biz Avrupalıların plan ve projeli çalıştığımızı bilmeniz gerekir. Bu nedenle Türkiye ile bizim ilişkilerimize bakarken sakın yukarıdaki gerçekleri göz ardı etmeyiniz. Müsterih olunuz. Biz AB olarak bütün bunları Türkiye ye güle oynaya, severek isteyerek yaptırırız.Çünki bir Alman atasözünden bildiğiniz gibi -HERŞEYİN BİR BEDELİ VARDIR,BEDELSİZ OLAN SADECE NEFESLİK HAVADIR ................"
Türkiye'de ilk defa Anayasadan ve Yök yasasından Atatürk ve Türkçü Milliyetçi- Kemalist ilkelerin çıkarılmasını öneren birtakım mevki ve kariyer sahibi kişilerin naylon tarzlı nabız yoklama yoklama girişimlerini ,bunu öyle veya böyle bir şekilde savunan Medyayı, pasif destek verenleri ve susanları da bununla birlikte sentezleyerek izlemekteyiz.
Biz Türkçü Milliyetçi- Kemalistler ve bu Ülkenin gerçek sahibi olarak bu Toprakları ve bu Devleti Kurtuluş Savaşında savaşarak Şehit düşerek kuran Türkçü, Milliyetçi Kemalist dedelerimizden devraldık. Atatürk'ümüzün bize Gençliğe hitap ettiği söylevindeki gibi ortamı değerlendiriyoruz.Bu inançla , AB'yi ve onun Türkiye'deki uzantılarını şiddetle ve nefretle reddediyoruz. Ulu Önderimiz Atatürk'ün değil adına ve onun ilkelerine karşı eylemi, ayakkabısının tozuna bile dokunanın sonunun ,Yunan ve Ermeniden beter olacağını Türk Milleti göstere göstere belirtmektedir.Türk Milleti bu tip girişimleri ve bu tip Atasına ve kendine karşı olan insanları tarihsel süreçte asla unutmayacaktır. Bu tipler tarihte önce de vardılar, bugün de varlar ve yarın da var olmaya devam edeceklerdir.Bu deyim Hainliğin kitabında yazılıdır.Biz bunu iyi biliyoruz. Ama bunların önünde biz TÜRKLER, hiçbir zaman onlara inanmayacak ve onlara güvenmeyeceğiz. Yani Türk Milleti, bir Türk deyişinde olduğu gibi sırtına hiçbir zaman semer vurdurmayacak kadar akıllıdır ve herzaman bilinçli Türkçü- Milliyetçi kemalist bir insan olarak kalacaktır......
ABD DEKİ HUDSON ENSTİTÜSÜ GİBİ SİYONİST OLİGARŞİNİN SÖZDE KURUMLARININ ANALİZLERİ BİZİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR. ONLARIN KİME NEDEN HİZMET ETTİKLERİNİ GAYET İYİ BİLİYORUZ...
ÇÜNKİ BİZ TARİHİMİZDE SADECE AVRUPALI ŞEREFSİZ EMPERYALİSTLERE KARŞI SÜREKLİ SAVAŞ HAREKETLERİ HALİNDE OLMUŞ VE İÇİMİZDEKİ DÖNME KRİPTO VE ÜMMETÇİ DEVŞİRMELERE KARŞI DA DAİMA TEMKİNLİ DAVRANMIŞIZDIR.TÜRK MİLLETİ/ULUSU OLARAK BUNLARA KARŞI İÇİNE DÜŞDÜĞÜMÜZ BİR ANLIK İYİNİYET,İNSANLIK,MERHAMET,REHAVET VE GAFLETLERİMİZİN BİZE NELERE MAL OLDUĞUNU GAYET İYİ BİLİRİZ... UNUTMAYIZ!
KÖKTÜRKLER PLATFORMU